Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Göksel Aşan, Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası'nda yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın tarife politikasının Türkiye'ye doğrudan büyük etkisi olmayacağını öngördü. Aşan, "Çin, Meksika ve Kanada'yı etkileyeceği kadar Türkiye'yi etkilemesini beklemiyoruz" dedi. Türkiye'nin çelik ve alüminyum ihracatında ABD pazarına olan payının sınırlı olduğunu ve mevcut kota uygulamasının da bu görüşü desteklediğini belirtti. Ancak, Avrupa'ya olası dolaylı etkiler konusunda uyarıda bulundu. ABD'nin Avrupa ekonomisine olası olumsuz etkilerinin, Türkiye'yi de dolaylı olarak etkileyebileceğini ifade etti. Bu durumun, Türkiye'nin ABD ile hedeflediği 100 milyar dolarlık ticaret hacmini de olumsuz etkileyebileceğini sözlerine ekledi. Son olarak, Trump yönetiminin asıl hedefinin Çin ile ticaret dengesizliği olduğunu vurguladı.
Trump'ın Tarife Politikasının Ekonomik Etkileri
Aşan, her türlü tarifenin ilgili ülke halkının refahını düşürdüğünü vurguladı. Kısa vadede mal fiyatlarında artışa yol açsa da, uzun vadede korunan sektörlerin büyümesine katkıda bulunabileceğini belirtti. Ancak, bu sektörlerin etkinliklerini kaybetme riskinin de olduğunu, çünkü koruma altındaki sektörlerin verimlilik artırıcı teşviklerden yoksun kalabileceğini ekledi. Piyasaların belirsizliği sevmediğini, belirsizliğin ekonomik sorunlara yol açtığını ve 2008 finansal krizinin önemli bir kırılma noktası olduğunu hatırlattı. Krizin henüz tamamen atlatılmadığı görüşünü dile getirdi. Yeni teknolojiler ve yapay zekanın piyasalar için büyük bir meydan okuma oluşturduğunun da altını çizdi. Bu durumun büyük fırsatlar sunabileceği gibi, işsizlik sorununu da beraberinde getirebileceğine dikkat çekti. Aşan, bu teknolojik gelişmelerin getirdiği hem fırsatları hem de riskleri dikkatlice değerlendirmenin gerekliliğini vurguladı.
Türkiye Finans Sektörünün Geleceği ve Teknolojik Dönüşüm
Türkiye'deki finans sektörünün teknolojik yeniliklere hızla adapte olma yeteneğine sahip olduğunu belirten Aşan, sektörün performansını olumlu değerlendirdi. Temel hedeflerinin sermaye piyasalarını geliştirmek olduğunu ve bunun için finansal okuryazarlığın büyük önem taşıdığını vurguladı. Finansal okuryazarlığın en çok "katılım finans" alanında gerekli olduğunu belirterek, bu konuda çalışmaların devam ettiğini ve "Benim Param Değerli Programı" gibi girişimlerle sivil toplum örgütleriyle işbirliği yaptıklarını söyledi. Yapay zekanın en hızlı etki edeceği sektörlerden birinin finans olduğunu ve bu durumun iş gücünü etkileyebileceğini, hatta ciddi bir sosyal sorun oluşturabileceğini belirtti. Değişimi yönetmenin artık mümkün olmadığını, değişime uyum sağlamanın ve ortaya çıkan fırsatlardan yararlanmanın yollarını aramanın gerekliliğini vurguladı.
Katılım Finansı ve Uluslararası İşbirlikleri
Katılım finans alanına verdikleri önemi vurgulayan Aşan, Marmara Üniversitesi bünyesinde kurulan İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitüsü'nü örnek gösterdi. Recep Tayyip Erdoğan'ın hedefleri doğrultusunda çalıştıklarını ve İslami hassasiyetlere uygun finansal araçların geliştirilmesi için çaba sarf ettiklerini belirtti. Tasarımların çeşitlendirilmesi ve rekabetçi getiri sağlanması gerektiğini belirterek, katılım finans sektörünün büyümesi için yasal düzenlemelerin önemine değindi. Bu alanda yasal düzenlemelerin Meclisten geçmesinin beklendiğini ve bunun sektörün altyapısının güçlendirilmesine katkı sağlayacağını ifade etti. Fintek alanında uluslararası işbirliklerine önem verdiklerini ve özellikle Türk dünyasıyla işbirliğini geliştirmeyi hedeflediklerini belirtti. Azerbaycan borsasıyla ortak listeleme çalışması örneğini vererek bu işbirliğinin diğer Türk devletlerine de yayılmasını hedeflediklerini söyledi. Suriye'nin finansal sisteminin yeniden inşasında Türkiye'nin önemli bir rol oynayabileceğini ve bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi. Aşan, sürdürülebilir bir finansal sistemin "varlığa dayalı" olması gerektiğini ve uluslararası ilişkilerde fintek ve katılım finans alanlarına odaklandıklarını vurguladı.